ebebek Genel Müdürü Halil Erdoğmuş ile İş Dünyasına Dair...

ebebek’in kuruluş hikâyesi; 2000’li yılların başlarına dayanıyor. Öncelikle ailelere rehberlik edebilmek amacıyla bir içerik sitesi olarak bebek.com sitesini; 2001 yılının Eylül ayında da anne– babaların ve bebeklerin her türlü ihtiyacını bir arada bulabilecekleri ebebek e-ticaret sitesini kurduk. O dönemde internetten alışveriş yeni bir kavramdı ve internetten bebek ürünleri satışı ise Türkiye için hayal gibiydi. Bize inanan birkaç firma ve birkaç insan sayesinde e-ticaret sitemizi hayata geçirebildik. ebebek internet sitemizde satışlar anlamında bir başarı elde ettik. 2003 senesinde tüm dünyada az rastlanan “clicktobrick” iş modelini uygulayarak fiziki mağazacılığa geçiş yaptık.

Ürünlerimizi görerek satın almak isteyen müşterilerin isteği ile zorunlu olarak perakendeciliğe de adım atmış olduk.  Bugün, dünyada e-ticaret yapan pek çok marka fiziki mağazacılığa geçiş yapıyor.  Bu da zamanında ne kadar doğru bir adım attığımızı bize gösteriyor. İnternetten perakendeciliğe geçişin ebebek’in en büyük farklılığı olduğunu düşünüyorum. Kendimizi tanıtırken şu cümleyi sık sık kullanırız: Rakip mağazaların internet siteleri de var. Bizim internet sitemizin ise mağazaları da var.İlk mağazamızı Kızıltoprak’ta açmıştık. Daha çok depo-mağaza olarak nitelendirebileceğimiz 60 metrekarelik bir mağaza idi. Şimdi ise ebebek.com internet satış sitemiz dahil olmak üzere 32 ilde 74 mağazamız bulunuyor.

Sektörde yer alan diğer büyük rakipleriniz karşısında, mevcut markanızı bu yarışta daha yukarı taşımak için ne gibi çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz? ebebek, bebek sahibi olan ailelerin tek ihtiyacının bebeğin fiziksel gereksinimleri olmadığının bilinciyle bebeklerin ve ailelerin mutluluğu için her şeyi en ince detayına kadar düşünmeye gayret eden bir organizasyon olup; felsefesi ‘Bebekoloji’dir. Bebekoloji çerçevesinde ebebek, doğum öncesinden başlayan bu süreçte sadece ürünlerini değil, bilgi birikimini de tecrübesi ile birlikte sunar. ebebek bu yüzden çalışanlarını sadece satış yapan kişiler olarak görmez ve onları satış danışmanı ya da müşteri temsilcisi diye isimlendirmez. Onları, uzmanlıklarını ve ilgilerini paylaşan birer bebekolog olarak görür.

Bizler ebebek olarak bebeklerin giyim, oyuncak ve gıda konusunda ihtiyaçlarını karşılamaktan da öte onların bedensel ve ruhsal gelişimlerini de anne şefkatiyle destek olabilmeye çok önem veriyoruz. Düzenlediğimiz etkinliklerimiz, her ay onlarla buluşturduğumuz ebebek’ten Bebek dergimiz ve bebek.com içerik sitemiz ile annelere adeta birer yol arkadaşı oluyoruz. Onlara bu güzel yolculukta fiziken ve ruhen eşlik ediyor olmak bizler için çok kıymetli.

Bu bağlamda bizler içinde çok önemli olan ve ilkini geçen sene hayata geçirdiğimiz Bebekoloji konferansımızın hayat felsefemizin çok güzel bir örneği olduğunu belirtebilirim.Geçtiğimiz ay ikincisini düzenlediğimiz “Bebekoloji Konferansı 2016 İstanbul”da; bebek gelişimi, bebek sağlığı, beslenme, iletişim yöntemleri gibi birbirinden önemli bilgiler özelinde oturumlar düzenlendi. Katılımcı anne adayları ve bebeveynler panellerde ünlü isimlerin de hamilelik, doğum, bebek bakımı vb. konularda deneyimlerini dinleme imkânı buldular.Önümüzdeki aylarda 2 büyük şehirde daha Bebekoloji konferanslarımızı hayata geçireceğiz… 24 Eylül 2016 Cumartesi günü Ankara Hilton Garden Inn’de ve 22 Ekim 2016 Cumartesi günü İzmir Hilton Otel’de gerçekleşecek olan konferanslar, bebeveynlere verimli bilgiler elde etme fırsatı sunacak.

Dijital medyanın markalar üzerindeki etkisini özellikle de kullanıcı ile yakın ilişki kurmayı gerektiren anne-bebek ürünleri ile ilgili markalar üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz? “En büyük mağazamız internet” şeklinde bir sloganımız var. Her ne kadar perakende sektöründe çok ciddi ve büyük yatırımlar yapsak da ebebek.com’u da geliştirmeye yönelik çalışmalarımız devam ediyor. Bir noktayı bir kez daha belirtmek isterim. Rakip mağazaların internet siteleri de var.  Bizim internet sitemizin ise  mağazaları da var.  Bu çok temel bir farktır. Biz, bebekler ve aileleri için adeta anne şefkatiyle hizmet verdik ve vermeye de devam ediyoruz. Dolayısıyla satış sonrası verdiğimiz hizmetlerin ve ürünlerimizin arkasında durabilmek de bizi bu noktaya taşımada çok yardımcı olduğunu söyleyebilirim.

Tüketicinin çok büyük oranı artık internetten araştırma yapmadan ürün almıyor.  Bu bizim için önemli bir avantaj haline geliyor. Zira internette araştırma yaparken ürün hakkında bilgi topladığı sayfada aynı zamanda bunu mağazadan da alabileceğini görüyor ve öncelikle sizi tercih ediyor.  Bu yüzden internete daha çok yatırım yapmaya gayret ediyoruz.  İnternete yatırım yaptıkça fiziksel mağazacılıkta da daha hızlı büyüme potansiyeli yakalayacağımıza inanıyoruz.

Sizce iş dünyası içerisinde İnsan Kaynakları’nın önemi nedir? İşe alacağınız bir adaylarda nasıl özellikler ararsınız? ebebek olarak; ailelerin ve bebeklerinin mutluluğu için her şeyi en ince detayına kadar düşünüp, daima güler yüzle ve tükenmez bir enerjiyle hizmet verdik ve vermeye de devam ediyoruz.Kurum kültürümüzün temelinde de; çevreye duyarlılık, insan odaklılık, yaratıcılık, pozitif liderlik, ekip çalışması, başarı ve sonuç odaklılık yer alıyor. Günümüzde “İyi bir üniversiteden çok iyi notlarla mezun olmak, iş bulmak için yeterli mi?”sorusu işverenlerin fazlasıyla akıllarını kurcalayan bir soru… ebebek olarak bizler için tek ölçütün “akademik başarı” olmadığının altını çizmek isterim. Çünkü iş dünyasının artık yaratıcı gençlere ihtiyacı var… İyi bir eğitim her zaman için önemli, ancak günümüzde fark yaratmak için ne yazık ki tek başına yeterli değil. Çalışanlarımızın; takım çalışmasına inanan, araştırmacı olduğu kadar bireysel gelişime açık, entelektüel kapasitesi ve duygusal zekâsı yüksek, merak sahibi kişiler olmalarını önemsiyoruz.Ayrıca çevresine, topluma ve kendi kişisel sağlığına önem veren kişilerle çalışmak bizim için en önemli kriterlerden biri. Bu sebeple ebebek olarak toplum kaynaklarının verimli kullanılmasını önemser, israftan kaçınır; ürün ve hizmetlerimizin olumsuz çevre etkisine neden olmamasına dikkat eder ve en önemlisi sadece özel hayatında dahi sigara içmeyen ve sağlığına önem veren kişilerle çalışırız.

Benim gençlere önerim; akademik çalışmalarının yanı sıra kendilerini pek çok alanda geliştirmeleri olabilir. Eğitim süresince çeşitli sektörlerde iş deneyimi kazansınlar, staj yapsınlar ve sosyal sorumluluk projelerinde etkin bir şekilde rol almaya özen göstersinlerve en önemlisi sigaradan uzak, spor ve sağlıklı beslenmeye yakın olsunlar.Hem akademik hem sosyal yönden kendini geliştirmiş, girişimci ruha sahip, özgüveni yüksek, insana ve topluma duyarlı,  iyi iletişim becerilerine sahip, fikirleri ve vizyonuyla çalıştığı kurumda fark yaratacak gençler yalnızca bizim değil, tüm iş dünyasının ihtiyacı…