İş Hayatına Dair

Ufak Tefek Motivasyonel Hareketler
Ufak Tefek Motivasyonel Hareketler


Fark ettin mi son zamanlarda herkes motivasyonun peşinde. İş yerinde, evinde, ilişkilerinde. Neredeyse dışarı çıkmak için bile bir motivasyon kaynağına ihtiyaç duyuyoruz. Motive olamamak sadece iş performansımızı değil aynı zamanda hayatımızdaki kaliteyi de düşürüyor. Duygusal dünyamızı alt-üst ediyor ve doğal olarak çevresel ilişkilerimizi bozuyor. Bazen iki hareketle bitirilebilecek işlerin bile günlerce ve hatta haftalarca bitirilememesinin temeli bu motivasyon eksikliği. İşin kötüsü bu eksik motivasyonu yeniden kazanmak oldukça zaman alıyor. Hele ki motivasyon kaybının nedenlerini bölümlendirmez ve bütün motivasyon kaybının hıncını tek bir motivasyon kaynağından çıkarırsan... Geri dönüşü olmayan bir yola giriliyor.

Motivasyon eksikliğinin geri dönüşü olmayan yollarına girdiğini hissettiğin anda duruma hemen müdahale edebileceğin köprüden önceki son çıkışı veriyoruz sana, böylece motivasyonunu geri kazanabilecek ve hayat enerjini AA+ tasarrufuna çekebileceksin.

-meli, -malı ekleri rafa!

Bir iş için ne kadar motive olursan ol, zorundalık işin içine girdiği anda tüm yaratıcılık, esnek düşünce, işe dair pozitifte kalan hemen hemen her şey birden buharlaşıyor. Bilinç zorundalığa takılıyor, zorundalık sınırları getiriyor ve düşünceler görünmez bir kırmızı şeritle sarmalanıyor. Tabii ki çevremizdeki kişilerin konuşma şekillerini, gelen mailleri, verilen görevlerdeki emir kiplerini bizler biçimlendiremeyiz, bunlar bizim kontrolümüzde değil. Kontrolümüzde olan şey bu -meli, -malı eklerine olan yaklaşımımız. Zorundalık içeren herhangi bir cümle ile karşılaştığında dur, panik butonuna basmadan önce cümle analizinin kontrolünü ele al ve zorundalığa değil, zorundalığın nedenine oldaklan. Nedene odaklandığın anda durum analizi gerçekleştireceksin, kural şeması beyninde oluşacak. Kural şeması beyninde oluştuğu anda geri kalan her şey oldukça basitleşiyor. Kural şemasıyla yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenlerin temelini kendin çözümlüyorsun ve o an itibariyle cümle senin için bir direktiften çıkıyor ve yol gösterici bir klavuza dönüşüyor.

Sürekli meşgul olmayı bir kenara bırak!

Sürekli meşgul olmayı kenara bırak derken tabii ki işini yapma demiyoruz. Fakat şöyle bir istatistik sunabiliriz; sabah saatlerinde insanların enerji düzeyleri -hissedilenin aksine- çok yüksek oluyor. Bu nedenle yapılacak büyük küçük işleri bir sıraya koymalı ve önceliğini büyük işten yana kullanmalısın. Küçük işleri hızlı bir şekilde tamamlamak ve sona büyük işi bırakmak yapılan araştırmalara göre yapılacak küçük işin bitirilme süresini uzatıyor. Beyin istemsizce büyük işin çözümüne odaklı olduğu için küçük işlerin bitirilme tatminini sana vermiyor, üstelik küçük işlerden sonra başlanacak büyük işler üzerine düşünmemek ya da çalışmaya başlamamak için de durmadan bahane üretiyor ve yersiz meşguliyet hissi yaratıyor. Motivasyon otomatik olarak sıfırdan eksili hanelere doğru küçük bir yolculuğa başlıyor. Sıralamayı değiştirip çalışmaya büyük işten başladığındaysa işi henüz yaparken sonraya bıraktığın küçük işlerin çözümlerini bulabiliyor ve büyük işi yaparken sonradan yapacağın küçük işlerin bütününü aklında tamamlamış oluyorsun. Araştırmada büyük işten sonra başlanan küçük işlerin normal bitirilme süresinden çok daha hızlı sonlandırıldığına da değiniliyor ve bu kesinlikle büyük bir motivasyon kaynağı.

Baktığın yönü değiştir!

Bazen kendin dört duvar arasındasın diye yaratıcılığını da duvarların içine hapsediyorsun. Yaratıcılık motivasyonun temel kaynaklarındandır. Hapsetme, gerek yok. Algı denilen şey ve yaratıcılık senin koyduğun sınırlarla ölçümlenebilir, içinde bulunduğun alanla değil. Kendini motive etmek ve yartıcılığını pekiştirmek için büyük şeylere ihtiyacın yok, temel kaynak sensin. Bunu asla unutma. Yaratıcılığının azalmaya başladığını hissettiğin anda sadece birkaç dakikalığına bulunduğun  alandan uzaklaş, çay almaya git ya da asansör kullanmadan merdivenlerden yukarıya çık. Bunları yaparken daha önce görmediğin ama var olan şeylere odaklanmaya çalış. Farklı bir gözle etrafı incelemek, var olan şeyleri keşfetmek ve anlamak yenilik algısını tetikler. Yenilik algısı ise yaratıcılığın ve ilhamın yapı taşıdır. Unutma ki çevresel koşullar değişim göstermese de onları farklı bakış açılarıyla incelemek senin elinde.

Beklentilerini azalt, var olanı hatırla!

Motivasyonun baş düşmanı yüksek beklentilerdir. Bu noktada unutulmaması gereken en önemli şey beklentileri kendimizin yarattığı gerçeğidir. Şöyle bir düşün, bugüne kadar yaşanan hayal kırıklıklarının aslında temel nedeni var olan duruma eklediğimiz kendi beklentilerimiz değil mi? Beklentilerimiz hayale dönüşüyor. Bu dönüşüm tehlikeli bir alan. Tamam, evet bazı işlerde beklentinin hayalle birleşmesi ve tüm koşulların el verişli olmasıyla mükemmel sonuçlar elde edilebilir, ama senin kontrolünün dışında gelişen durumlar nedeniyle bu süreç tam tersine dönerse işte o zaman hayal kırıklığı ile başbaşa kalırsın. Bu nedenle yapılması gereken şey aslında çok kolay fakat hatırlaması bir o kadar zor, o da işin ilk halini hatırlamak. İlk halini, var olan koşulları, talep edileni ve talep ettiğini. Bu en zor süreç çünkü yüzleşme gerektiriyor, geriye dönüp baktığında var olanla kafanda en son şekil alan hal arasındaki farkı ve o farkı kendin yarattığını görüyorsun. Bu nedenle yaptığın herhangi bir şeyde motivasyonunu yüksek tutmak için her zaman işin başlangıcını, nasıl geliştiğini kendine hatırlatmalı ve bu yola dipte sıkı sıkıya tutunmalısın.

Anasayfa CV Oluştur İş Ara Aday Giriş İş İlanı Ver