
İnsan Kaynakları Alanında Kariyer Yapmaya Nasıl Karar Verdiniz?
Psikoloji mezunuyum. Kariyerimin başında kısa bir süre danışmanlık ve okul psikologluğu yaptıktan sonra, çevremden aldığım ilhamla kurumsal hayatta insanların potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri ve kendilerini geliştirebilecekleri alanlar yaratma fikri beni heyecanlandırdı. İnsan odaklılık ve organizasyonel etki açısından en güçlü katkıyı insan kaynaklarında sağlayabileceğimi fark ettim. Bu farkındalık, beni bu alanda derinleşmeye ve gelişmeye yönlendirdi ve bu tercihimden bugüne kadar hep mutluluk duydum.
Kariyerime bir işe alım danışmanlığı firmasında başladım; bu sayede çok farklı sektör ve firma yapılarıyla, özellikle de global ve çok uluslu organizasyonlarla çalışma fırsatı elde ettim. Ardından ilaç, perakende ve şimdi de lojistik sektöründe, insan kaynaklarının farklı fonksiyonlarında çeşitli görev ve sorumluluklar üstlenerek geniş bir deneyim kazandım. Bu yolculuk, hem stratejik hem operasyonel anlamda çok yönlü bir bakış açısı geliştirmemi sağladı.
Kariyeriniz Boyunca Karşılaştığınız En Büyük Zorluklar Neler Oldu?
En büyük zorluklardan biri, ülkenin değişken ekonomik koşulları ve bütçesel kaynak yaratma güçlükleri, özellikle rekabetin yoğunlaştığı pazarlarda çalışan deneyimini sürdürülebilir şekilde iyileştirmeyi ciddi bir planlama sürecine dönüştürüyor. Çoğu zaman sınırlı kaynaklarla maksimum etki yaratmak durumunda kaldık. Aynı zamanda işe alım süreçlerinde, nitelikli adaylara ulaşmak ve yetenek havuzunu genişletmek de giderek daha fazla çaba gerektirir hale geldi.
Buna ek olarak, hızlı büyüyen ve dönüşen organizasyon yapılarında çalışan bağlılığını sürdürülebilir kılmak oldu. Özellikle kriz dönemlerinde çalışanların motivasyonunu korumak, iç iletişimi güçlü tutmak ve güven ortamını kaybetmemek çok kritik ve zorlayıcıydı.
Bir diğer önemli zorluk ise, insan kaynaklarının sadece operasyonel bir fonksiyon değil, stratejik bir iş ortağı olarak konumlandırılmasını sağlamak oldu. Üst yönetimi, ticari başarının temelinde mutlu ve bağlı çalışanların yer aldığına ikna etmek, kimi zaman sabır ve tutarlılık gerektiren bir süreçti. Ama bu dönüşüm mümkün. Doğru veriyle, net etki alanıyla ve güçlü iş sonuçlarıyla desteklendiğinde, insan kaynakları işin merkezine taşınabiliyor. Bu anlamda karşılaştığım her zorluk, hem mesleki olarak beni geliştirdi hem de organizasyona değer katmak adına yeni fırsatlar yarattı.
İnsan Kaynakları Alanında Size İlham Veren Veya Örnek Aldığınız Bir Mentorumuz Var Mı?
Doğrudan bir mentorum olmasa da, kariyerim boyunca birlikte çalıştığım yöneticilerden ilham aldım. Farklı liderlik tarzları ve bakış açılarıyla karşılaşmak, bana hem örnek alınacak yaklaşımları hem de kaçınılması gereken tutumları gözlemleme fırsatı sundu. Bu süreçte özellikle, çalışanı yalnızca bir “kaynak” olarak değil, gerçek bir “değer” olarak gören liderlerin izinden gitmeye özen gösterdim.
Bu anlamda, şu anda birlikte çalıştığım direktörüm Bora Beşir’in yeri benim için çok özel. Açık iletişimi merkeze alan, hem işverenin hem de çalışanın gözünden bakabilen, düzenli geri bildirimlerle gelişimi destekleyen bir lider. En değerli yönü ise, beni gerçekten tanıyarak yaklaşımını kişiselleştirmesi ve yönlendirmelerini bana özel şekilde yapması. Her toplantıdan yeni bir bakış açısı kazanarak, ilham almış şekilde çıkıyorum.
Üstelik bu yaklaşımı yalnızca bana değil, ekipteki herkes için aynı hassasiyetle uyguluyor. Kariyerime benim kadar önem veren, gelişimime içtenlikle odaklanan ve birlikte vizyon ile strateji üzerine konuşabildiğim bir liderle çalışmak büyük bir şans. Onun liderlik tarzı, benim de benzer bir yaklaşımı benimsemem konusunda bana ilham veriyor.
Şu Anki Pozisyonunuza Gelene Kadar Hangi Rollerde Çalıştınız?
Yaklaşık beş yıl boyunca global işe alım danışmanlık firmalarında danışman ve yönetici rollerinde görev aldım. Bu süreçte, farklı sektörlerden birçok firma ile çalışma fırsatı buldum ve insan kaynakları alanında geniş bir perspektif kazandım.
2017 yılında Alshaya Grup bünyesine katılarak, Starbucks markasının Türkiye’deki tüm işe alım süreçlerinden sorumlu oldum. Bu görevin ardından, aynı firma çatısı altında yer alan diğer markaların (Starbucks, Victoria’s Secret, Bath & Body Works, The Body Shop, Shake Shack, Pinkberry, Le Pain Quotidien) insan kaynakları süreçlerinden sorumlu İK Müdürü olarak görev yaptım. Bu dönemde, yetenek yönetimi, performans değerlendirme, disiplin süreçleri, eğitim ve çalışan bağlılığı gibi birçok alanda aktif rol aldım.
2022 yılından itibaren ise DHL Supply Chain Türkiye’de Kıdemli İnsan Kaynakları & Kurumsal İletişim Müdürü olarak kariyerime devam ediyorum. Bu görevimde, insan kaynakları stratejilerinin oluşturulması ve uygulanması, kaynak planlama, çalışan bağlılığının artırılması, iletişim süreçlerinin yönetilmesi gibi konularda sorumluluk üstleniyorum.
İnsan Kaynakları Alanında En Gurur Duyduğunuz Başarınız Nedir?
Çalışan bağlılığı skorlarında sağladığımız anlamlı artış, kariyerimdeki en gurur verici başarılardan biri. DHL Supply Chain Türkiye olarak son iki yıldır üst üste Great Place to Work (GPTW) unvanını kazanmanın mutluluğunu yaşarken, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 1000+ çalışanlı şirketler kategorisinde 4. sıradayken bu yıl 1. seçilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Üstelik bu başarı sadece genel sıralamayla sınırlı kalmadı; kadınlar ve gençler için de Türkiye’nin en iyi işvereni seçildik.
Bu sonuçlar, sadece birer metrik değil; çeşitlilik ve kapsayıcılık anlayışımızın, çalışanlarımızın kendini ait hissettiği bir kültürün sahadaki gerçek karşılığı. Benim için en kıymetlisi ise, bu ortamın oluşmasına katkı sağlamak ve bir parçası olduğumu hissetmek.
Ayrıca, farklı kademelerdeki çalışanlar için kariyer gelişimini destekleyen programlar tasarlamak da beni ayrıca motive ediyor. İnsanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine aracılık etmek, yaptığım işi anlamlı kılan en önemli unsurlardan biri.
Kariyer Gelişimi Ve Yeni Alanlara Yönelmeyi Destekleyici Çalışmalarınız Var Mı?
Evet, özellikle DHL Supply Chain’de kariyer gelişimini bir kültür olarak benimsiyoruz. Mavi yakadan beyaz yakaya geçişi destekleyen programlarımız, yapılandırılmış iç terfi süreçlerimiz ve mentorluk sistemlerimizle çalışanlarımızı hem yatay hem de dikey gelişim konusunda teşvik ediyoruz.
Çalışanlarımıza farklı rollerde ek sorumluluklar vererek potansiyellerini keşfetmeleri ve kendilerini denemeleri için fırsatlar sunuyoruz. Her bir çalışma arkadaşımıza adil ve şeffaf bir şekilde değerlendirme yapıyor, gelişimlerini destekliyoruz.
Yapılandırılmış performans değerlendirme sistemlerimiz, yetenek yönetimi uygulamalarımız ve eğitim-gelişim programlarımızla hem global bilgi birikimini hem de yerel ihtiyaçları harmanlayan, kişiye özel tasarlanmış süreçler yürütüyoruz.
İç İletişiminizde Kast Sistemi Bulunuyor Mu? Çalışanlarınız Sorunlarını Açıkça Direktörlere İletebilir Mi?
Kesinlikle hayır, iç iletişimimizde hiçbir kast sistemi bulunmamaktadır. Açıklık, şeffaflık ve ulaşılabilirlik, kültürümüzün temel taşlarıdır. Geri bildirim kültürümüz oldukça güçlüdür; çalışanlarımız fikirlerini ve sorunlarını doğrudan yöneticilere veya üst yönetime rahatlıkla iletebilmektedir.
Açık kapı politikamız bu iletişimi destekleyen en etkin uygulamalardan biridir. Düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz kahve sohbetleri, townhall buluşmaları ve çalışan geri bildirim anketleri ile çalışanlarımızı her ortamda ve her zaman dinliyoruz. Ayrıca, aldığımız geri bildirimlerin sonuçlarını ve alınan aksiyonları da düzenli seanslarla çalışanlarımızla paylaşıyoruz.
Şirketinizde Çalışmanın Diğer Şirketlere Göre Farkı Nedir? Çalışan Memnuniyetini Ve Bağlılığını Artırmak İçin Hangi Stratejileri Uyguluyorsunuz?
Ne şanslıyız ki, DHL Supply Chain olarak çalışanlarımızı işe alım sürecinden başlayarak özel bir deneyimle karşılıyoruz. Aday deneyiminden onboarding’e, eğitim ve gelişim fırsatlarına, iş sağlığı ve güvenliğine kadar her aşamada yanlarında oluyoruz. Çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkelerimizi temel alarak; dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk gibi konuları odağımıza alarak güçlü ve bütüncül bir organizasyon kültürü inşa ediyoruz.
Takdir kültürünü yaygınlaştırmak için kapsamlı ödüllendirme ve takdir programları uyguluyoruz; böylece çalışanlarımızın başarılarını düzenli olarak kutluyor ve motivasyonlarını artırıyoruz.
Çalışan bağlılığını yalnızca bir metrik olarak değil, birlikte hem çok çalışıp hem de çok eğlenebileceğimiz, güçlü bağların kurulduğu bir ortam yaratmak olarak görüyoruz.
Bu nedenle bağlılık aktivitelerimizi “Wellbeing” çatısı altında fiziksel, ruhsal ve entelektüel başlıklarda stratejik olarak yönetiyoruz. Bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarda #dhlileiyiyim mottomuzu yaşatmayı hedefliyoruz. Yıl boyunca düzenlenen turnuvalar, partiler, yarışmalar, festivaller ve sosyal etkinliklerle çalışanlarımızın bir arada olmasını sağlıyoruz. Çok lokasyonlu bir organizasyon olmamıza rağmen, kültürümüzün canlı kalmasını önemsiyoruz.
Ayrıca, tüm bu çalışmalarımızı DHL Supply Chain’in küresel stratejisi olan Together Unstoppable yaklaşımıyla destekliyoruz. Bu strateji, birlikte hareket ederek sınır tanımadan başarıya ulaşabileceğimize olan inancımızı pekiştiriyor.