İnsan Kaynakları Alanında Size İlham Veren Veya Örnek Aldığınız Bir Mentörünüz Var Mı?
İnsan kaynakları alanında beni en çok etkileyen isimlerden biri Dave Ulrich. Özellikle HR from the Outside In kitabında vurguladığı gibi insan kaynakları liderliğini sadece çalışanla üst yönetim arasında köprü kuran bir rol olarak görmüyor; aksine organizasyona dışarıdan bakabilen, eleştirel ve stratejik bir perspektifle katkı sunan bir iş ortağı olarak konumlandıran yaklaşımı kendime rehber edindiğimi söyleyebilirim.
İnsan Kaynakları Profesyoneli Olarak Liderlik Tarzınızı Nasıl Tanımlarsınız? Hangi Liderlik İlkeleri Sizin İçin Önemlidir?
Liderlik tarzımı en iyi tanımlayan kavramlar ilham verici ve otantik liderlik. İnsan Kaynakları profesyoneli olarak sadece süreçleri yöneten değil, aynı zamanda organizasyonun tümüne davranışlarıyla örnek olan, değerlerini tutarlı biçimde yansıtan bir lider olmaya özen gösteriyorum. Benim için en önemli liderlik ilkesi, ne söylüyorsam onu yapan, neye inanıyorsam onu temsil eden bir duruş sergileyebilmek. Bu bağlamda prensipli olmak, sadece kriz anlarında değil, gündelik karar ve ilişkilerde de tutarlılığı koruyabilmek anlamına geliyor. Çünkü İK liderliği, kültürü sadece tanımlayan değil, o kültürün yaşanmasını mümkün kılan bir sorumluluğu da beraberinde getiriyor. Bu sorumluluğun bilinciyle, her gün hem insanlara hem de organizasyona ilham verecek bir liderlik sergilemeye çalışıyorum.
Kariyer Gelişimi Ve Yeni Alanlara Yönelmeyi Destekleyici Çalışmalarınız Var Mı?
Yakın çevremdeki dostlarım ve iş arkadaşlarımın da iyi bildiği gibi, yoğunluğum ne olursa olsun öğrenmeye ve gelişime dair tutkulu bir gayretim var. Akademik geçmişim disiplinler arası bir zemine dayanıyor; siyaset bilimi, psikoloji ve insan kaynakları gibi farklı ama birbirini besleyen alanlarda edindiğim perspektif sayesinde odağında insan olan her konuya teorik ve pratik açıdan merakla yaklaşırım. Bu nedenle kariyer gelişimi benim için sadece bireysel bir hedef değil; çevremdeki insanların da kendilerini yeni alanlarda denemelerini, potansiyellerini ortaya koymalarını destekleyen bir sorumluluk alanı. Araştırmaları, güncel yaklaşımları ve uygulamaları yakından takip etmek hem kendi gelişimime katkı sağlıyor hem de birlikte çalıştığım arkadaşlarımın yolunu açmak konusunda bana ilham veriyor.
Yapay Zekanın İK Alanında Kullanılmasını Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Yapay zekâyı yalnızca insan kaynakları alanında değil, insanlık tarihinin geldiği önemli bir eşikte tüm iş birimleri açısından kritik bir olgu olarak değerlendiriyorum. Bu dönüşüm, sadece teknolojik değil aynı zamanda kültürel ve düşünsel bir sıçrama içeriyor. İK profesyoneli olarak yapay zekâyı, insanların yerini alacak bir yapıdan ziyade işlevselliğimizi artıracak, verimliliğimizi destekleyecek stratejik bir partner olarak görüyorum. Benim beklentim, yapay zekânın asistanlık seviyesinden çıkıp, kuralları net tanımlanmış sistemler içinde insan ve kültür odaklı hizmet sunumunu kolaylaştıran bir yapıya evrilmesi. Bu anlamda doğru kurgulanmış bir yapay zekâ entegrasyonu, İK’nın organizasyona değer katma kapasitesini ciddi biçimde artırabilir. Ancak bunu sağlamak için teknoloji kadar etik, şeffaflık ve insan odağı konularında da net ilkelere ihtiyaç olduğuna inanıyorum.
İK Olarak Gelecek Dönemdeki Hedefleriniz Neler?
Derimod’daki İnsan ve Kültür takımı olarak, yalnızca süreç yöneten değil, iş stratejileriyle entegre çalışan bir kültürel dönüşüm serüveninin içindeyiz. Amacımız; kurum performansını artıracak, insan odaklı ve anlamlı deneyimler tasarlamak. Bu doğrultuda yetenek kazanımından başlayarak, öğrenme ve gelişim deneyimlerinin yeniden tasarlanması, dijital insan kaynakları altyapılarına yatırım yapılması ve stratejik yetkinlik haritalarının oluşturulmasına kadar birçok alanda eş zamanlı inisiyatif yürütüyoruz. Bu açıdan önceliklerimizi de dikkate aldığımızda çalışan bağlılığı, liderlik gelişimi ve veri temelli karar alma kabiliyetleri önümüzdeki dönemin en kritik odak alanları arasında yer alıyor. Biz de bu başlıklarda Derimod kültürüne uygun, sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler üretmek için çalışıyoruz.
Çalışan Deneyimini İyileştirmek İçin Hangi Yenilikçi Uygulamaları Hayata Geçirmeyi Planlıyorsunuz?
Bir perakende şirketi olarak müşterilerimize en iyi deneyimi sunmanın yolunun, öncelikle ekip arkadaşlarımıza en iyi çalışan deneyimini yaşatmaktan geçtiğine inanıyoruz. Bu bizim için sadece bir yaklaşım değil, temel bir ilke. Stratejimizin merkezinde güçlü ve sahici bir DEI (Diversity, Equity, Inclusion) politikası yer alıyor. Çalışan deneyimini tasarlarken her aşamada kapsayıcı bir bakış açısını esas alıyoruz. Çeşitliliği teşvik eden, fırsat eşitliğini güçlendiren ve her sesin duyulduğu bir çalışma kültürü inşa etmeye odaklanıyoruz. Temel değerlerimizden olan hakkaniyet, tüm insan ve kültür politikalarımıza yön veriyor.
Çünkü biliyoruz ki memnuniyet ve bağlılık ancak adil, kapsayıcı ve güvenli bir çalışma ortamında mümkün olabilir. Ayrıca şunu da unutmamak gerekiyor: Geleceğin yetenekli çalışanları, çeşitliliğin en yüksek olduğu, kendilerini ait hissedebilecekleri organizasyonları tercih etmeye devam edecektir. Biz de bu farkındalıkla hareket ediyor ve bağlılığı artırmanın yolunu iyi uygulamalarla desteklenen kurum kültüründe arıyoruz.
Şirketinizin Uzun Vadeli İnsan Kaynakları Vizyonunu Nasıl Tanımlarsınız?
Derimod’un uzun vadeli insan kaynakları vizyonu iş stratejileriyle uyumlu ilerleyen kültürel dönüşümü destekleyen ve sürdürülebilir bir çalışan deneyimi inşa etmeye odaklanan bir yapı üzerine kurulu. Bu vizyon sadece bugünün ihtiyaçlarına değil geleceğin yetenek, liderlik ve organizasyon gerekliliklerine de hazırlıklı olmayı önemsiyor. Bu yolda çeşitliliği ve kapsayıcılığı merkezine alan bir çalışma kültürü oluşturmak için çalışırken aynı zamanda dijitalleşme, öğrenme çevikliği ve stratejik yetkinlik gelişimi gibi alanlarda da aktif bir yaklaşım benimsiyoruz. İnsan ve kültür ekibini de süreç yöneten bir birimden çok işin kendisini şekillendiren, kültürel zeminde değer üreten ve organizasyonel başarıya katkı sunan stratejik bir iş ortağı olarak konumlandırıyoruz.
Performans Yönetim Süreçlerini İyileştirmek İçin Ne Gibi Yenilikçi Yaklaşımlar Kullanıyorsunuz?
Performans yönetimi süreçlerini iyileştirirken dünyadaki güncel eğilimleri, özellikle esnek, sürekli ve anlamlı geri bildirim odaklı sistemleri yakından takip ediyoruz. Ancak her iyi uygulamanın her kurum için doğru olmayabileceğini de unutmamak gerekiyor. Bu nedenle, performans yönetimini sadece teknik bir sistem değil, kurum kültürünün doğal bir parçası olarak ele alıyoruz.
Derimod’da bu süreçleri kurum hedefleriyle uyumlu, çalışanlara değer veren, şeffaf ve adil ödüllendirme sistemleriyle entegre şekilde tasarlıyoruz. Geri ve ileri bildirim döngülerini teşvik eden, çalışanların gelişimini destekleyen ve aidiyet duygusunu güçlendiren bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Çünkü etkili bir performans sistemi, sadece ölçüm değil; aynı zamanda gelişim, motivasyon ve kültürel uyumun da bir göstergesi olmalı.